Editör: Cihan Serdar AKTAŞ
Miyom, rahmin kas tabakasında gelişen iyi huylu kitledir. Yaygın olarak görülmekle birlikte bazı kadınlarda ağrıya, aşırı kanamaya, doğurganlık ve hamilelikle ilgili endişelere neden olabilirler. Özel Vakıf Yaşam Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Mehmet ÖZTÜRKMEN, tedavi seçeneklerinizi bilmenin ve düzenli takibin önemini vurguluyor.
“Miyomlar birçok sağlıklı gebelikte fark edilmeyebilir. Ancak boyutlarına ve konumlarına bağlı olarak, kişinin hamile kalma veya sağlıklı bir hamilelik geçirme sürecini etkileyebilirler.
Miyomlar genellikle rahimdeki konumlarına göre sınıflandırılır. Submukozal bir miyomun hamile kalma veya hamilelik sürecini etkilemesinin olasılığı yüksektir; oysa intramural miyomlar, özellikle de küçüklerse, hamilelik üzerinde muhtemelen bir etkiye sahip olmayacaktır.
Hem semptomlarının tedavisini sağlamak hem de gelecekte çocuk sahibi olmayı kolaylaştırmak için çeşitli tedavi seçeneklerini hastalarımızla paylaşıyoruz. Gelecekte hamilelik isteyen kadınlar için kanıta dayalı geleneksel ameliyat, miyomektomidir.
Miyomların belirtileri nelerdir?
Dr. Öztürkmen miyom belirtilerini şöyle sıralamaktadır:
• Düzensiz ve aşırı adet kanaması
• Sırt, bel ve bacakta şiddetli ağrılar
• Sık idrara çıkmak, idrarını tutamamak veya kabızlık
• Ağrılı cinsel birliktelik
• Kansızlık ve demir eksikliği
• Halsizlik ve yorgunluk
Miyomlar tedavi edilmeden gebe kalınması durumunda bebek bundan etkilenir mi?
Hamilelikte rahim miyomları mevcut ve büyükse bebeğin pozisyonunu ve serbestçe hareket etme yeteneğini etkileyebilir. Bununla birlikte, miyomlu kadınlarda erken gebelikte düşük riski, term gebelik dediğimiz normal zamanda sonlanan gebelikte ise doğum sonrası dönemde doğum sonu kanama riski gözlemlenmiştir.
Miyomlu gebe hastalarda sezaryen oranı da yüksektir. Bu nedenle gebelikte miyomların çok sıkı takip edilmesi ve hem hastaların hem de fetüsün sağlığı açısından özel dikkat gösterilmesi gerekmektedir.
Özetleyecek olursak gebelikte miyomların olası tehlikeleri;
• Erken doğum
• Düşük
• Fetüsün rahim içindeki pozisyonunun doğru olmaması ve hareket kabiliyetinin sınırlanması
• Plasentanın erken ayrılması
• Bebeklerde gelişim bozukluğu
• Sezaryen zorunluluğu
• Doğum sonrası şiddetli kanama olarak sıralanabilir.
Jinekolojik muayene sırasında ultrason ile kolayca görülebilen miyomlar, düzenli doktor kontrolü yaptıran kadınlar için artık bir endişe sebebi değil. Bir tür yumuşak doku tümörü olarak nitelendirilen miyomlar için gerekli görüldüğünde MR tetkiki de yapılabildiğini belirten Op. Dr. Mehmet ÖZTÜRKMEN, gelişen görüntüleme teknikleri ile daha kolay miyom tanısı konulabildiğini kaydederek üreme çağındaki tüm kadınların düzenli olarak jinekolojik muayene yaptırması gerektiğinin altını çiziyor.